ORADAN BURADAN...
Bugün yemek tarifi vermek istemiyorum, bugün biraz konuşmak istiyorum sizinle, okul da daha başlamadı, evde kendi başıma da konuşmaktan hevesimi alamıyorum, o yüzden beni siz dinleyeceksiniz mecburen :)
Dün Profilo’ya gittim, benim sevgili mekanlarım olan D&R ve Remzi Kitabevi’ne uğradım. Önce D&R. Yeni bir iç mekan düzenlemesi yapmışlar, bir an kendimi şaşırdım, eskisi daha iyi gibiydi sanki. Hoş ben değişiklik seven bir insan değilim zaten, varolan düzenin korunması yanlısıyımdır her zaman, o yüzden benimsememiş olmam da daha büyük bir ihtimal. D&R da her kitabı bir kere elleyip hevesimi aldıktan sonra, Remzi’ye gittim. Oraya gidince aklıma geldi ki ben aslen Binbir Gece Masalları kitap takımını almak istiyordum. Raflarda eşelendikten sonra buldum en sonunda. Lacivert ciltli, yakışıklı mı yakışıklı iki kısa boylu, kalın kitap. Bir de kapakları var krem rengi. Mobilya niyetine bile alınabilecek kadar güzel. :) Fiyatı yazmıyordu, aldım elime hoplaya hoplaya kasaya gittim, alacağım ya pek havalıyım o yüzden, kadın fiyatına baktı ve dedi ki; “120 YTL”. Neye uğradığımı şaşırdım desem hiç de yalan olmaz. Bir anda havam söndü, saçlarım bile aşağı düştüler sanki. Aldım yerine geri götürdüm. Mobilya niyetine derken haksız değilmişim yani, görüyorsunuz değil mi? :) İdeefixe’de vardı eskiden, daha makul bir fiyattı, 82 sanırım, keşke o zaman alsaymışım. Araştırdım demin, Yeni Sayfa da da 80 civarı, Remzi Kitabevine de ne oluyor bilmem.
Harry Potter serisinin son kitabı da çıktı, Melez Prens. İngilizce hali tabii, ilk Türkçe baskı 1 Ekim’de. İdeefixe ten ön siparişle hem indirimli hem de önce satın alabiliyorduk kitabı, geçenkini öyle almıştım. Belki bu sefer de böyle bir kampanya yaparlar. “İngilizcesini mi satın alsam acaba beklemeden” diye bir polemik yaptım kendi kendime ama sonra vazgeçtim. Bir elimde sözlük bir elimde kitap, bu da Harry Potter’a haksızlık olur, bu öyle bir kitap değil ki. Çekirdeğinizi alacaksınız, telefonları kapatacaksınız, kış olacak mümkünse ve tercihen, kalorifer yanacak, yanlamasına en rahat koltuğa, yoksa yatağa gideceksiniz, çekirdek yeme hızınız heyecanlı kısımlarla doğru orantılı olacak, siz de okuyacaksınız. Debelene debelene Harry Potter okunmaz.
Uzun zamandır ciddi bir “salona aydınlatma krizi” yaşıyorum. Bir tepe lambası almam lazım, abajurların haricinde ama ne görsem beğenmiyorum yada beğendiklerim göz uğratacak fiyatta oluyor. En son Uğurcumla İkea’ya gittik, zavallı ne gösterse burun büktüm, en sonunda patladı tabii. Aslında Şişhane çok daha iyi bir seçenek bulmak için ama orasından da korkuyorum, tek başıma gitmek istemiyorum. Hayalimde bir şey var ama anlatamıyorum, onu ancak görünce tanıyabileceğim, bir türlü de göremiyorum ki mereti. En sonunda oturup kendim çizip yaptıracağım galiba. Geçen gün perde asarken de böyle bir isyan edip bir “perde asma aparatı” icat etmiştim. Ama bilgisayara geçemiyorum, neden, çünkü üç boyutlu çizim programlarını kullanmayı bilmiyorum. İki boyutlu grafik programlarında da istediğim gibi çizemiyorum, dertliyim dertli. 3D MAX çalışmaya başlayayım bari. Açılın yeni bir tasarımcı geliyor :) Bir zamanlar da ayakları pi şeklinde olan bir orta sehpası tasarlamıştım kafamda, tam evime uyardı, onu da aktaramadım, kaldı gitti.
Feng Shui kitapları okurdum bir dönem, evde eşyaları gezdirip dururdum, sonra üşenmeden elime metreyi aldım, evin bütün duvarını kenarını köşesini ölçüp, bir kroki çizdim, Uğur’a verdim, ölçülü olarak çizsin diye. Asıl hedefim evimin merkezini bulup oraya kırmızı püsküllü bir kristal top asmaktı, şans ve bereket getirsin diye. Kroki gelince ne görelim, evimin merkezi apartmanın merdivenlerinde. Feng Shui maceram böylelikle başlamadan sona erdi. Merkezi evin içinde olmayan eve Feng Shui ne etsin ki…
İşte böyle..
Dün Profilo’ya gittim, benim sevgili mekanlarım olan D&R ve Remzi Kitabevi’ne uğradım. Önce D&R. Yeni bir iç mekan düzenlemesi yapmışlar, bir an kendimi şaşırdım, eskisi daha iyi gibiydi sanki. Hoş ben değişiklik seven bir insan değilim zaten, varolan düzenin korunması yanlısıyımdır her zaman, o yüzden benimsememiş olmam da daha büyük bir ihtimal. D&R da her kitabı bir kere elleyip hevesimi aldıktan sonra, Remzi’ye gittim. Oraya gidince aklıma geldi ki ben aslen Binbir Gece Masalları kitap takımını almak istiyordum. Raflarda eşelendikten sonra buldum en sonunda. Lacivert ciltli, yakışıklı mı yakışıklı iki kısa boylu, kalın kitap. Bir de kapakları var krem rengi. Mobilya niyetine bile alınabilecek kadar güzel. :) Fiyatı yazmıyordu, aldım elime hoplaya hoplaya kasaya gittim, alacağım ya pek havalıyım o yüzden, kadın fiyatına baktı ve dedi ki; “120 YTL”. Neye uğradığımı şaşırdım desem hiç de yalan olmaz. Bir anda havam söndü, saçlarım bile aşağı düştüler sanki. Aldım yerine geri götürdüm. Mobilya niyetine derken haksız değilmişim yani, görüyorsunuz değil mi? :) İdeefixe’de vardı eskiden, daha makul bir fiyattı, 82 sanırım, keşke o zaman alsaymışım. Araştırdım demin, Yeni Sayfa da da 80 civarı, Remzi Kitabevine de ne oluyor bilmem.
Harry Potter serisinin son kitabı da çıktı, Melez Prens. İngilizce hali tabii, ilk Türkçe baskı 1 Ekim’de. İdeefixe ten ön siparişle hem indirimli hem de önce satın alabiliyorduk kitabı, geçenkini öyle almıştım. Belki bu sefer de böyle bir kampanya yaparlar. “İngilizcesini mi satın alsam acaba beklemeden” diye bir polemik yaptım kendi kendime ama sonra vazgeçtim. Bir elimde sözlük bir elimde kitap, bu da Harry Potter’a haksızlık olur, bu öyle bir kitap değil ki. Çekirdeğinizi alacaksınız, telefonları kapatacaksınız, kış olacak mümkünse ve tercihen, kalorifer yanacak, yanlamasına en rahat koltuğa, yoksa yatağa gideceksiniz, çekirdek yeme hızınız heyecanlı kısımlarla doğru orantılı olacak, siz de okuyacaksınız. Debelene debelene Harry Potter okunmaz.
Uzun zamandır ciddi bir “salona aydınlatma krizi” yaşıyorum. Bir tepe lambası almam lazım, abajurların haricinde ama ne görsem beğenmiyorum yada beğendiklerim göz uğratacak fiyatta oluyor. En son Uğurcumla İkea’ya gittik, zavallı ne gösterse burun büktüm, en sonunda patladı tabii. Aslında Şişhane çok daha iyi bir seçenek bulmak için ama orasından da korkuyorum, tek başıma gitmek istemiyorum. Hayalimde bir şey var ama anlatamıyorum, onu ancak görünce tanıyabileceğim, bir türlü de göremiyorum ki mereti. En sonunda oturup kendim çizip yaptıracağım galiba. Geçen gün perde asarken de böyle bir isyan edip bir “perde asma aparatı” icat etmiştim. Ama bilgisayara geçemiyorum, neden, çünkü üç boyutlu çizim programlarını kullanmayı bilmiyorum. İki boyutlu grafik programlarında da istediğim gibi çizemiyorum, dertliyim dertli. 3D MAX çalışmaya başlayayım bari.
Feng Shui kitapları okurdum bir dönem, evde eşyaları gezdirip dururdum, sonra üşenmeden elime metreyi aldım, evin bütün duvarını kenarını köşesini ölçüp, bir kroki çizdim, Uğur’a verdim, ölçülü olarak çizsin diye. Asıl hedefim evimin merkezini bulup oraya kırmızı püsküllü bir kristal top asmaktı, şans ve bereket getirsin diye. Kroki gelince ne görelim, evimin merkezi apartmanın merdivenlerinde. Feng Shui maceram böylelikle başlamadan sona erdi. Merkezi evin içinde olmayan eve Feng Shui ne etsin ki…
İşte böyle..
1 Yorum:
At 4/21/2007 02:10:00 ÖÖ, Adsız dedi ki;
Hayatım bloğunu çok beğeniyorum. Bende şu perde asma derdinden çok muzdaribim. Kocamla yine kavga ettik bugün. Şu perde asma aparatını ya tarif etsen yada bir fotoğrafını çekip bloğuna koysan çok sevinirim. Banada haber verebilirsen minnettar olurum
Teşekkürler
rojdageter@mynet.com
Yorum Gönder
<< Anasayfa